top of page

İyi Çalışan hata yapar mı?

Güncelleme tarihi: 22 Haz 2022

Bir iş dünyası lideri olarak, yöneticilerin en çok endişe ettiği şeylerden birisinin, ekiplerindeki insanlara hata yapma özgürlüğü vermek olduğunu gördüm. Hatalar bireylerin öğrenmesini ve büyümesini sağlarken, şirket için çok pahalıya da patlayabilirler. Bundan en az benim kadar korkan gerçek büyük liderlerin ekiplerindeki kişilerin bu riskleri almasına izin verecek yolları bulduklarını biliyordum ve gerçekten de büyük bir lider olmak istiyordum. Ekibimdeki insanların gelişmesini istiyordum.


“cesaret korkusuzluk değildir, daha ziyade, bir başka şeyin korkudan daha önemli olduğu düşüncesidir.” Meg Cabot

İlk adımın, çok fazla zarara sebep olmadan bir hatanın meydana gelebileceği alanların belirlenmesi olduğunu kısa sürede kavradım. Müşterilerimize zarar verebileceğimiz alanlara özel olarak dikkat etmeliyiz, bize olan güvenlerinin, ciddi idari katılım ve denetim olmaksızın önemli risklerden etkilenmemesini sağlamalıyız. İnsanların bir şeyleri yapmanın yeni ve daha iyi yollarını bulmaları için, yeterli özgürlüğü sağlamamda yardımcı olan diğer alanları belirledim.


İkinci adım, çalışanlara resmi bir şirket politikası oluşturduğumuzu bildirmekti: doğru şeyi yaptığımızı düşünürken herhangi bir hatayı bir defa yapmanız sorun değil. Bir hatayı bir defa yapmanın bir SAKINCASI YOK, ancak aynı hatayı tekrarlamanın SAKINCASI VAR. Kural şudur: bir hatayı ilk defa yaptığınızda herhangi bir şey yanlış giderse tüm ekip arkanızdadır. Ancak, hatayı ikinci defa yaptığınızda, %100 olasılıkla sonuçlarla yüzleşirken yalnız bırakılacaksınız. Bu kural, yaptığınız her yeni hatanız için geçerli olacaktır.


'Hata Yapmıyorsanız, Hiçbirşey Yapmıyorsunuz Demektir'


Hepimiz hatalar yaparız. Hata yapmıyor olsaydık konfor bölgesinin dışında yeni bir şeyler denemiyor olurduk ki, zaten bu başlı başına bir hatadır. Bu süreç, bir kişi olarak öğrenmek ve büyümek için en iyi yoldur. John Wooden’in de bir zamanlar söylediği gibi, “Hata yapmıyorsanız, hiçbirşey yapmıyorsunuz demektir.”Hatalar büyük fikirlere ve yenilikçiliğe giden yoldaki parke taşlarıdır. Hatalar konfor bölgesinden yeni keşiflerin yapıldığı ve büyük derslerin öğrenildiği büyüme bölgesine geçişteki basamaklardır. Hatanın anlamı başarısızlık değildir, işe yarayacak yöntemlere yaklaşmak için işe yaramayan yöntemlerin bertaraf edilmesi sürecidir.


Hatalarına sahip çıkanlar, az hata yapma yolunda ilerleyen cesur yolculardır. Bu kişiler, iş hayatında adım adım başkalarının hatalarını düzeltmek için yükseleceklerdir. Önemli olan hem kendi, hem de başkalarının yaptığı hataları, hata olarak görebilmek, onları analiz edebilmek ve onlardan ders alabilmek. Hataların hiç beklenmeyen fırsatlara dönüşmesi de işin cabası. Thomas Edison’a, 999 denemeden sonra yaptığı bininci deneyde ampulü bulmasıyla ilgili olarak şöyle bir soru yöneltmişler: “999 kez hata yapmanıza rağmen, 1000. deneyi yapacak gücü nereden buldunuz?” Edison şu yanıtı vermiş: “Ampulün icadı bin aşamalı bir süreçti. Hata gibi görünen ilk 999 aşama, 1000. ve son aşamaya götüren öğretilerle doluydu. Eğer bu hatalar yapılmasaydı ampulü, kim bilir kim, ne zaman bulacaktı?..”


Bir başka hikâyede 3M şirketinin hataları sayesinde önemli ürünleri bugünlere getirdiği anlatılır. Ofislerde üzerine küçük notlar yazmak için kullandığımız Post-it’ler, bir hata sonucu bulunmuştur. 1900’lerin başında 3M şirketinin yöneticileri, araştırma geliştirme (Ar-Ge) bölümüne dünyanın en güçlü yapışkanını geliştirme talimatı verirler. Yapılan uzun çalışmalardan sonra Ar-Ge bir yapışkan geliştirir. Ancak buldukları bırakın dünyanın en güçlü yapıştırıcı olmasını, belki de en zayıfıdır. Öyle ki, küçük bir bebek bile yapıştırılan nesneyi iki parmağıyla hafifçe çektiğinde nesne kolaylıkla gelmektedir. 3M şirketi, şayet Ar-Ge ekibini hatasından dolayı cezalandırsaydı ve buluşlarını çöpe atsaydı bugün 3M firmasını dünyaya tanıtan ve dünyanın en büyük şirketlerinden birisi yapan “Post-it” olmayacaktı.


Başka bir büyük hata sonucunda ise 20. yüzyılın en büyük keşiflerinden birisi olan ışığın hızının sabit olduğu bulundu. Deneyi yapan iki Amerikalı fizikçi, ışığın boşlukta yayılamayacağını ispat etmeye çalışırken deney sonuçlarına göre teorilerindeki hatayı kabul ederek bu büyük doğruya ulaştılar. Hatta bununla Nobel Ödülü bile aldılar. Plüton gezegeninin keşfi de yine bir hata sonucu olmuştur. Ayrıca uzay çalışmaları sonucu yapılan bazı hatalarla büyük buluşlar ortaya çıkıyor.


Bugün dünya şirketleri, hata yapanları cezalandırmıyor. Tam tersine, hata yapmayanları bünyelerinde barındırmıyor. Hata yapmamanın iki nedeni olabilir: Birincisi, iş yapmayanlar hiç hata yapmaz. İkincisi, risk almaktan çekinenler hata yapmaz. Hata yapma pahasına risk alma kültürü, bugünün iş dünyasında hızla yaygınlaşıyor. Hatalar böyle… Kabul edildikleri takdirde sürprizlerle ve deneyimlerle dolular. Peki ya yanlış yapmak? O başka. Hata masumdur. İyi ve faydalı olsun diye çalışılırken yapılır. Hata da kasıt yoktur. Yanlışta ise kasıt vardır. Bile bile ve art niyetle yapılır; içinde hile, düzenbazlık vardır. İşte bu, hatayla yanlışı ayıran en önemli özelliktir. Hata iyi huyludur, yanlış ise kötü.


Büyük liderler yönetimlerindeki kişilere hata yapma özgürlüğü verirler. Ancak, iyi çalışanlar hata yaptıklarında, 1. Hatalardan ders alanlar, 2. Hatayı sahiplenenler, 3. Hatayı tamir edenler, ve 4. Aynı hatanın tekerrür etmesini önlemek için önlemler alanlardır.


1.Onlardan öğrenin: İyi çalışanlar, gerçekte dürüst bir hata yaptıklarının farkına varırlar. Bu konuda savunmaya geçmezler, daha çok, hatalarına objektif olarak bakarlar, neyi yanlış yaptıklarının farkına varırlar, tercihlerinin veya eylemlerinin neden hatalı olduğunu anlarlar.


2. Onları sahiplenin: İyi çalışanlar hatalarının sorumluluğunu üstlenirler. Onları kabul ederler. Hataları için bahaneler üretmezler, daha çok hata yaptıklarını kabul ederler ve açıkça bu hatadan ne ders aldıklarını ifade ederler.


3. Onları tamir edin: İyi çalışanlar hataları telafi etmek için elinden gelen herşeyi yaparlar. Problemi tamir etmek ve düzeltmek için tüm güçlerini kullanırlar. Şüphesiz, zararın verildiği ve telafinin mümkün olmadığı zamanlar vardır, ancak iyi çalışanlar yapılan zararları tüm yeteneklerini kullanarak tamir etmek için ellerinden geleni yaparlar. Her zaman problemin ne zaman düzeltileceği konusunda bir program yaparlar ve ilerlemenin süreç boyunca bildirilerek herkesin, problemi düzeltirken gerekli önceliği ve özeni göstermesi sağlanacaktır.


4. Aynı yanlışın tekrarlanmamasını sağlamak için önlem alın: Bu, öğrenme sürecindeki en kritik adımdır. Açıkça bir yanlış yapıldığında, herkesin yapabileceği en önemli şey aynı yanlışın asla tekrarlanmaması için ne tür güvenlik ağlarının ve yol engellerinin kurulabileceğini belirlemektir. Bu adımı belgeleyerek alınan derslerin ve oluşturulan korumaların her zaman sizin önünüzde gitmesini sağlayınız. Elinizden geleni yaparak diğerlerinin hatalardan ders almasını ve böylece, aynı hataları onların da yapmasının önüne geçiniz.


Büyük liderler uygun bir özür dileme için, şu altı prensibi uygularlar:


Kabul Et: Hata yaptım,

Özür Dile: Hatayı yaptığım için özür dilerim,

Tanı: Hatama sebep olan yanlışlığımı biliyorum,

Düzelt: Belirli bir program içerisinde hatayı düzeltmek için aşağıdakileri yapmayı planlıyorum,

Önlem al: Aynı hatayı tekrar yapmamak için aşağıdaki önlemleri alacağım,

Tetikte ol: Aynı yanlışı tekrarlamayacağım.


Bu altı prensibi uygulayan insanlar, diğerleri ile aralarındaki güven ve saygının on katına çıktığını görecekler; diğer insanları daha kolay affedebilecekler ve ikinci şansı daha kolay verebileceklerdir. Genelde sorun, hatanın yapılması değildir, gerçekte önemli olan hatadan sonra ne yaptığınızdır…



Yazar: Ahmed Emre



Kaynaklar:

1-Amy Rees Anderson



750 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page